13 Aralık 2016 Salı

12. hafta: Sözün bittiği yer...

İlk dersti, midterm haftasıydı, finaldi derken uzun bir dönemi noktalamış olduk. Her ders ayrı bir heyecandı bizim için. Her seferinde farklı senaryolar yaratmanın vermiş olduğu heyecan ve sonrasındaki mutluluk, bana bir çok kez "İyi ki bu dersi almışım." dedirtti. Aslında en başında çok korkuyordum çünkü çok utangaç biri olduğumu düşünüyorum. Bir topluluk önünde konuşma yapmak, performans sergilemek benim için çok zor bir şeydi. O kadar ki heyecandan söyleyeceğim şeyleri unutuyordum. Fakat şimdi bu dersin bana kattığı şeyler sayesinde, heyecanımı daha iyi kontrol edebiliyorum. Aslında yine çok heyecanlanıyorum ama artık bunu seyirciye çok fazla yansıtmadan kontrol altına alabiliyorum. Bunu finalde tahtaya çıkınca anladım. Artık, bu derse başlarken olduğum noktada değildim, çok daha iyi bir yerdeydim. Başkalarının önünde performans sergilemek artık benim için daha rahat bir şey. Benimle bu dersi alan arkadaşlarım için de bu durum böyle bence. Finalde, herkesin bir tık da olsa heyecan yönetimi konusunda gelişimini görmek keyif vericiydi. Böylesine faydalı bir dersin bitiyor olması beni üzüyor. İnanç hocamızdan öğreneceğimiz daha çok şey olduğunu düşünüyorum. Bu arada, bu son yazım. Finalden çok fazla bahsetmedim ama kendi adıma iyi bir finaldi diyebilirim (midtermden daha iyi). Yazdıkça yazasım geliyor ama artık yazımı noktalamalıyım. Muhteşem bir ders, mükemmel bir hoca ve sözün bittiği yer... İnanç hocamıza teşekkürler :)

8 Aralık 2016 Perşembe

11. haftayı tamamlarken :)

Evet, önümüzdeki hafta olacak olan finali saymazsak bu hafta son dersimizi yaptık İnanç hocamızla. Son oyunlarımızı oynadık birlikte, son doğaçlamalarımızı yaptık. Bu hafta, diğer haftalara oranla çok daha fazla eğlendiğimi hissettim. Herkes çok pozitif ve aktifti, içimizdeki burukluğu ve hüznü saymazsak tabi. Kendim dahil herkesi şöyle bir değerlendirdiğimde, değişimleri görmek beni çok mutlu ediyor. Artık hiç kimse ilk dersteki kadar gergin değil, artık hiç kimse ilk dersteki gibi oyunlarda pasif değil. Artık bir performans sergilerken sahnede, herkes ilk güne göre çok daha rahat. Sahnede olmanın verdiği heyecanı kontrol etmek, bizim için çok daha mümkün bir şey artık. Bu dersin bana kattıkları, benim tahmin ettiğimden çok daha fazla. Keşke daha çok vaktimiz olsaydı da daha çok pratik yapabilseydik. Eminim, bu dersin bana katacağı daha birçok şey var. :( Derslerin sonuna gelmiş olmanın verdiği hüzünle yazımı burada noktalıyorum. Son bir şey daha var: Final. Haftaya finalde görüşürüz. :))

1 Aralık 2016 Perşembe

Sona yaklaşırken :(

Sanırım sadece iki dersimiz kaldı İnanç hocamızla :( Bu dersimiz de final için alıştırma yaparak geçti. Tabi ki yine midtermde olduğu gibi bireysel bir performans bekliyordu bizi finalde. Herkes kağıtlara, 'En hoşlandığım şey...' ile başlayan birer cümle yazdı ve hocamız bu kağıtları karıştırarak masanın üstüne koydu. Tahtaya çıkan kişi bu kağıtlardan bir tane çekti ve üstünde yazan cümleyle başlayarak bir şeyler anlattı. Yazılan cümleler oldukça saçma ve komik olduğu için ortaya çıkan anlatımlar da genellikle saçma ve komikti. Yine çok eğlendik şüphesiz :)) Tahtaya çıktığımda her zamankinden çok daha rahattım. Bugüne kadar çok fark edememiştim ama bu ders gerçekten bana bir şeyler katmış. Heyecan yönetimi olsun, zaman yönetimi olsun, sanırım artık çok daha iyiyim bu konularda. 'En hoşlandığım şey kulağımda sineğin vızıldamasıdır.' cümlesiyle başlayarak bir şeyler anlattım tahtada. Aklıma çok fazla bir şey gelmese de sürem boyunda bir şeyler geveledim tahtada ve bu beni hiç germedi. Çünkü farkında olmasam da artık sahnede olmaya alışıyordum. Bunu görmek ve hissetmek, beni çok mutlu etti. Tabi finalde beni neler bekliyor bilinmez. Bekleyip göreceğiz. :)

22 Kasım 2016 Salı

Dersimizde 9. hafta!

Vay be! İnanç hocamız ile dokuzuncu dersi işlemişiz bu hafta :) Şöyle bir ilk dersimizi düşünüyorum da, ne kadar heyecanlıydım, tabi bir de stresli. Oysa ki şimdi o kadar rahatım ki derste, artık tek heyecanım; sahnede güzel bir şeyler sergiliyor olmanın verdiği heyecandan ibaret. :) Bu hafta dersimizde hocamızla, neden küçük hayaller kurduğumuz üzerine bir söyleşi yaptık. Düşündüm de, gerçekten de yapabileceğimiz şeylerle hayallerimizi sınırlandırıyoruz ve küçük hayaller kuruyoruz. Halbuki hayallerimizi geniş tutarsak, hocamızın da dediği gibi onlara ulaşmak için ilk ve en önemli adımı atmış oluruz. Yani, ben bu hayale ulaşamam, bunları yapamam demeyelim. Hayal kurmaktan korkmayalım. :) Bu kısa söyleşinin ardından hemen oyunlarımıza geçtik. Önce "penguen-flamingo" oyununu oynadık, sonrasında ise "Liderini bul!" oyununu deneyimledik. Bu oyunlar bana çok tanıdıktı, hatta "Liderini bul!" oyunu bir arkadaşımla benim başka bir derste yaptığımız bir projemizde yer almıştı. O zaman biz oynatmıştık bu oyunu, şimdi biz oynadık. Değişmeyen tek şey, çok eğlenceli ve komik olmasıydı. :D Dersimizde son olarak da gruplara ayrılarak film fragmanları oluşturup sınıfa sergiledik. Bu kısım, şüphesiz, dersin en eğlenceli bölümü. Bizim grup, "Bir uzay yolu macerası" filmi ile seyircilerin karşısındaydı.:D Yine çok yaratıcı ve komik ürünler çıkmıştı ortaya. Bunu görmek çok güzel. Ama asıl güzel olan, ilk derse göre sınıftaki kişilerin bu tarz performans oyunlarında artık çok daha rahat olmaları, heyecanlarını çok daha kolay kontrol edebilmeleri :))

15 Kasım 2016 Salı

Midtermden sonra :)

Heyecan dolu bir midterm haftasından sonra, geldik rahat ve bir o kadar da eğlenceli bir haftaya. Sınıfın enerjisinden midterm heyecanının geçtiği anlaşılıyordu. Hocamız da bu enerjiyi fark etmiş olacak ki, dersimize hareketli, bol koşuşturmalı, enerjik ve eğlenceli oyunlar ile başladık. Önce hepimiz birer at olduk ve hocamızın verdiği komutlara göre hareket ettik. Hocamız at koşuyor dediğinde ellerimizi dizlerimize vurduk, engel dediğinde sıçradık ve sağ-sol dediğinde ise yanımızdakinin dizine vurduk. Sonraki oyunumuz ise eşimizi bulmaktı. Sınıfta dağınık bir şekilde yürürken hocamız işaret verdiğinde eşimizi bulup oturmamız gerekiyordu. Bu iki oyunda da çok eğlendim ve nedense kendimi normalden çok daha rahat hissettim. Ve sınıf arkadaşlarımı da şöyle bir gözlemlediğimde benimle aynı hissi paylaştıklarını gördüm. Bu tarz oyunlar sınıfın enerjisini de arttırıyor üstelik. Daha sonra gruplar halinde 3 kelime ile hikayeler oluşturup, bunları sessiz bir şekilde oynayarak sergiledik. Özellikle hikayeyi oluşturma aşaması oldukça keyifliydi. Çok değişik fikirler çıkmıştı ortaya. Yine keyif aldığım ve kendimi rahat hissettiğim bir oyundu. Son olarak da spontane tiyatro çalışması yaptık. Hocamız 'değiştir' dediğinde, hikayeyi değiştirmeden son cümlemizi değiştirmemiz gerekiyordu. Oldukça zorlayıcı bir çalışmaydı bizim için. Beynimizin yandığı noktalar oldu ama ortaya çok güzel çalışmaların çıktığını söyleyebilirim. :)

8 Kasım 2016 Salı

Heyecan dolu bir ders :P

Sonunda geldi mi midterm günü :D Bütün hafta boyunca midtermde ne anlatacağımı düşündüm. 'Ben kimim?' sorusuna iki dakika içerisinde cevap vermem gerekiyordu. Ben de bütün hafta boyunca arkadaşlarıma 'Ben kimim?' diye sordum. Bir sürü cevap aldım onlardan fakat bunları nasıl anlatacağıma bir türlü karar veremedim. O yüzden ben de, hocamız bu soruyu bize ilk yönelttiğinde aklıma gelen ilk şeyi anlatmaya karar verdim midtermde. Lisedeki bir anımdan bahsedecektim arkadaşlarıma, ve buradan da isimleri ezberlemeye olan takıntımı anlatacaktım. Midtermden önce her şeyi ayarlamıştım, tek bir şey hariç; heyecanım. :) Midterm günü çok heyecanlıydım ve anlatmak için sıramı beklerken heyecanım daha da artmıştı. Tahtaya çok geç çıkmam da bir nedendi buna. Neyse ki ismim okunmuştu ve ben tahtada, herkesin gözleri önündeydim. Tasarladığım gibi anımı anlatmaya başladım ve iki dakika içerisinde de konuşmamı bitirdim. Sanki konuşurken bütün heyecanım bir anda yok olmuştu, öyle hissetmiştim. Fakat öyle olmadığını konuşmamı bitirdiğimde anladım aslında bacaklarım tir tir titriyordu ve ben hala çok heyecanlıydım. :D Midtermde fark ettiğim bir şey daha olmuştu. O da, zamanın aslında ne kadar çabuk geçtiğiydi, halbuki bana, iki dakika çalışırken nasıl da uzun gelmişti. :D Neyse, evet belki çok heyecan yaptım, ama o tahtaya çıkıp kendimi anlattım ve tam zamanında da konuşmamı sonlandırdım. Mutluyum :) Zamanımı kontrol edebildiğimi düşünüyorum. Umarım gelecek sefer heyecanımı da çok daha iyi kontrol edebilirim. Görüşmek üzere :P

4 Kasım 2016 Cuma

Midterme son 1 :)

Geldik midtermden önceki son haftaya. Bu hafta da yine onlu dönme ve dörtlü dönme gibi doğaçlama tiyatro oyunlarımızla devam ettik. Ve yine çok orjinal durumlar, konuşmalar ortaya çıktı. Sanki haftalar geçtikçe insanlar tahtaya daha rahat ve kendilerinden daha emin bir şekilde çıkıyorlar. Sanırım bunda artık birbirimize alışmamızın da çok büyük bir etkisi var. Doğaçlamalardan sonra hocamız gelecek hafta olacağımız midtermden de bahsetti. Midtermde "Ben kimim?" sorusunu 2 dakika içerisinde cevaplamamız gerekiyormuş. Hocamızın bunu söylemesiyle birlikte, kafamda ne anlatacağımla ilgili düşünceler belirmeye başlamıştı bile. Sanırım lisedeki bir anımı paylaşacağım arkadaşlarımla. Biraz heyecanlıyım açıkçası :) Umarım her şey kafamda tasarladığım gibi, sorunsuz bir şekilde gider. Tahtaya çıkınca bütün heyecanım geçmiş olur. :)